LEDÜN

      Önyargılar,kulaktan dolma laflar,sabit fikirler,yanlışlarla dolu efsaneler yerine hakikati
anlatmak çok zordur.

   İnsan genellikle benimsediği fikirlerin yanlışlığı ile yüzleşmekte zorlanır.

   Kendi bildiğinin hakikati yansıttığı fikrine öylesine inanır ki,aksi söylendiğinde hemen itiraz eder ve kendi doğrularını savunur.

Einsteinin dediği gibi ; "Sabit bir fikri yıkmak,atomu parçalamaktan daha zordur"

Bedeni algılamak

    Insanın somut yapısını oluşturan dört temel unsur ( toprak,su,hava ve ateş) birer cisim olarak,mekan,yön,sınır ve hacim gibi özelliklere sahiptir.,sınırlıdır.

   Bölünebilir,bütünlenebilir...

   Fakat soyut olan ruh hiçbir zaman bölünüp ,ayrışıp bozulmaz.

   Şekil ve renk değiştirmez.

  Insanın bedeninde içinde ruh bulunmayan tek bir hücre bile yoktur.

    Ruhun kapsamadığı bir zerre bulamazsınız fakat bedenin hiç bir parçası ruhun bulunduğu makama girip orada barınamaz.

    Ruh bedende değil ama bedenle birliktedir.

 Bedenimiz ruhun sahnesi gibidir ve bize ruhumuzda olup bitenleri gösterir.

    Günümüzde insan hayatın koşuşturması içinde bir taraftan hiç olmadığı kadar bedeniyle meşgulken,diğer taraftan hiç bir zaman olmadığı kadar bedeninden uzaklaşmıştır.

    Içinde yaşadığımız sistem güzellik ve mükemmellik dayatmasıyla insan bedenini bir bütün olarak algılamaktan çıkarıp parçalara ayırmıştır.

   Insanın bedenini ,bir çok endüstri tarafından sömürülen bir nesne olmaktan,orası burası düzeltilmesi gereken bir bela olmaktan  kurtarıp onunla tekrar bir bütünlük içinde ilişkiye girmesi kaçınılmaz bir hal almıştır.
 
      Yoga,meditasyon ve nefes çalışmaları ile farkındalık bilinciyle iletişime geçerek,kişinin kendi duygu,düşünce  ve bedensel duyumlarıyla temas halinde kalmasının kendi ruh-beden ilişkisi İçin önemi tahminlerinizin çok ötesinde olabilir.

Günümüzde insanların karşı karşıya kaldıkları ve " medeniyet hastalıkları" olarak tanımlanan bir çok stres kaynaklı hastalıktan korunmak,sağlıklı bir hayat biçimine ulaşmak,yaşam kalitesini yükseltmek için beden farkındalığı bir tutum ,yaşam biçimi haline gelmelidir.